Eyüp 40:10-16

10Öyleyse şan ve şerefe bürün,
Görkem ve yücelik kuşan.
11Gazabının ateşini saç,
Gururluya bakıp onu alçalt.
12Gururluya bakıp onu çökert,
Kötüleri bulundukları yerde ez.
13Hepsini birlikte toprağa göm,
Mezarda yüzlerini kefenle sar.
14O zaman sağ kolunun seni kurtarabileceğini
Ben de kabul ederim.
15“Seninle birlikte yarattığım Behemot'a[a] bak,
Sığır gibi ot yiyor.
16Bak, ne güç var belinde,
Karnının kasları ne güçlü!
  • Giriş
  • Video
  • Notlar

Notlar

38:1-42:6 RAB’bin iki konuşması buradan başlar (Eyü.38:1-40:2; Eyü.40:6-41:34). Eyüp bu konuşmaların her birine kısa yanıtlar verir (Eyü.40:3-5; Eyü.42:1-6).
40:8-14 İlk konuşmanın aksine, Tanrı’nın ikinci konuşması Eyüp’ün kötülediği adil yönetimine yöneliktir. Eyüp 21. ve 24. bölümlerde Tanrı’nın kötülerin yaptıklarına kayıtsız kalmasından yakınmıştı. RAB bu kısımda, adaleti yerine getirme konusundaki kararlılığını ifade eder.
40:11-12 Eyüp’e yöntemlerini bildirmeye razı olan Tanrı, gururluları ve kötüleri yola getireceğini ve cezalandıracağını ilan etmektedir (ayrıca bkz. Yşa.13:11).
40:15-41:34 Tanrı konuşmasının son kısmında, eşsiz güçte olan Behemot ve Livyatan adlı iki canavarı örnek vererek mutlak gücünü vurgular. Bu canavarlar, tanımları uyarınca yaşadığı bilinen canlıları andırsa da, Livyatan, daha çok ağzından ateş püskürten bir ejderhaya benzemektedir (Eyü.41:18-21; ayrıca bkz. Va.12:9). Bilinen canavarların tanımlarından yararlanılarak insanın kötülüğün güçlerini (belki Şeytan dâhil) dizginleme ve adaleti yerine getirmedeki yetersizliği ifade edilmekte ve böylece Va.40:9-14’e bir yanıt verilmektedir.
40:15 yarattığım İnsan için çok tehlikeli olan yaratıklar bile Tanrı’nın birer yapıtıdır. Behemot’a İbranice kökenli bu sözcük ‘eş siz canavar’ anlamına gelir. Hangi hayvan olduğu hakkında çeş itli yorumlar vardır; su aygırı, fil, timsah veya soyu tükenmiş büyük bir kara hayvanı (örneğin dinozor türlerinden biri) olduğu tahmin edilir.

Videolar

Eyüp Girişi

Eyüp Kitabı büyük felakete uğrayan doğru bir adamın çektiği acıları anlatır. Eyüp bütün çocuklarını, malını mülkünü yitirir, korkunç bir hastalığa yakalanır. Kitap, Eyüp ve üç arkadaşının bu felaketlere karşı gösterdikleri tepkiyi karşılıklı üç konuşmayla açıklamaktadır. İnsanlara yaklaşımı tartışılan Tanrı'nın bizzat kendisi sonunda Eyüp'e görünüyor.

Arkadaşları Eyüp'ün çektiği acıyı geleneksel dini kavramlarla açıklıyor. Tanrı'nın her zaman iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdığını varsayıyor, Eyüp'ün günah işlediği için bu acıları çektiğini düşünüyorlar. Ama bu düşünce Eyüp'ün durumunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor. Eyüp bu acımasız cezayı hak etmemiştir. Çünkü alışılmışın ötesinde iyi ve doğru bir insandır. Kendisi gibi birisinin başına bu denli kötülük gelmesine Tanrı'nın nasıl izin verdiğini anlayamıyor, Tanrı'ya cesurca meydan okuyor. İmanını yitirmiyor, ama Tanrı'nın önünde aklanıp yeniden iyi insan olarak onuruna kavuşmak istiyor.

Tanrı Eyüp'ün sorularına yanıt vermez, ama ilahi güç ve bilgeliğinin şiirselliğiyle imanına karşılık verir. O zaman Eyüp Tanrı'nın yücelik ve bilgeliğini kabul eder, öfkeli ve kaba sözlerden ötürü tövbe eder.

Kitap, sonuç olarak Eyüp'ün eski gönencine nasıl kavuştuğunu, hatta daha da zengin olduğunu anlatır. Tanrı Eyüp'ün çektiği acıların nedenini anlamayan arkadaşlarını azarlar. Yalnız Eyüp Tanrı'nın üstünlüğünü sezebilmiştir.

Ana Hatlar:

1:1-2:13 Öndeyiş
3:1-31:40 Eyüp ve üç arkadaşı
a. 3:1-26 Eyüp'ün yakınması
b. 4:1-14:22 İlk karşılıklı konuşma
c. 15:1-21:34 İkinci karşılıklı konuşma
ç. 22:1-27:23 Üçüncü karşılıklı konuşma
d. 28:1-28 Bilgeliğe övgü
e. 29:1-31:40 Eyüp'ün son söyledikleri
32:1-37:24 Elihu'nun konuşması
38:1-42:6 Tanrı'nın Eyüp'e yanıtı
42:7-17 Sonsöz
  • Ayetler
  • Notlar
  • Video
  • Giriş